Kayıtlar

Uzaktan Süpervizyon ve Etik

Resim
Bulaşıcı hastalık kaynaklı küresel bir sağlık kriziyle karşı karşıya olduğumuz şu günlerde, pek çok hizmet gibi eğitim-öğretimin de sanal ortamlara taşındığını görmekteyiz. Bu koşullar altında, psikolojik danışman eğitiminde önemli bir yere sahip olan süpervizyon uygulamasının da uzaktan verilebilmesi mümkün olmaktadır. Süpervizyon, psikolojik danışman adaylarının bireysel ya da grupla psikolojik danışma uygulamalarını, meslekte daha deneyimli olan bir kişinin denetimi ve gözetimi altında yürütmesidir. Bu amaçla, danışan onamıyla oturumlarda alınan ses/ görüntü kayıtları ya da bu kayıtların deşifreleri süpervizöre sunulmakta ve geribildirim alınmaktadır. Geribildirimler, süpervizörle psikolojik danışman adayının bir araya geldiği bire bir süpervizyon oturumlarında ya da grup ortamında verilebilmektedir. ACA (2014) etik kodlarına baktığımızda, uzaktan süpervizyon konusuna ilişkin düzenleme bulunduğunu görmekteyiz. Öncelikle, süpervizörün uzaktan süpervizyon verebilmek için gerek

Uzaktan Psikolojik Danışma ve Etik

Resim
Sosyal mesafenin bireysel ve toplumsal sağlık açısından gerekli bulunduğu şu günlerde, pek çok profesyonel hizmetin uzaktan -yani teknoloji kanalıyla- verilebilmesi söz konusu olmuştur. Psikolojik danışma da uzaktan verilebilen hizmetler arasında bulunmaktadır. Uzaktan psikolojik danışma hizmeti vermede dikkat edilmesi gereken etik konuları, güncel uluslararası yaklaşımı referans alarak ele almak istiyorum. Türk PDR Der (2006) etik kodlarında bu konu ele alınmadığından, konuya ilişkin vizyon kazanabilmek amacıyla uluslararası yaklaşımı incelemekte yarar bulunmaktadır. Hem ACA (2014), hem de ASCA (2016) etik kodları incelendiğinde, bu konuya ayrı bir yer verildiği görülmektedir. Bu hizmetle bağlantılı olarak, gizliliğin sınırları, aydınlatılmış onam, yetkinlik sınırları, sınırlar ve çift yönlü ilişkiler gibi konularda belirli etik kodlar bulunduğu dikkat çekmektedir. Söz konusu kodları tek tek ele almak yerine, genel olarak konuya ilişkin nasıl bir yaklaşım sergilendiğini anlamak

Gizliliğin Sınırları: Bulaşıcı Hastalıklar

Resim
"Ölümcül olabilecek bulaşıcı hastalıkların danışan tarafından başkalarına bulaştırılması riskinin bulunduğu durumlarda, gizliliğin dışına çıkılması etik midir?" Ölüm riski taşıyan bulaşıcı hastalık konusunun hem ulusal, hem de küresel gündem haline geldiği şu günlerde, bu konuyu meslek etiğimiz bağlamında ele almak istedim. Ülkemizde bu belirli konuda meslektaşlarımıza yol gösterecek etik kodlar, PDR Der Etik Kodları'nda (2006) yer almamaktadır. Bu durumda, uluslararası güncel yaklaşımın ne olduğunu anlamak bize yol gösterebilir. Elbette bu noktada, gizliliğin sınırlarına ilişkin güncel etik kodların (ACA, 2014; ASCA, 2016), danışana ya da başkalarına yönelik ciddi ve öngörülebilir bir zararın söz konusu olması halinde, ya da yasalar gerektirdiğinde gizliliğin dışına çıkılmasını öngördüğü hatırlanmalıdır. (Danışanı ya da başkalarını koruma ve uyarma görevimizin bulunduğu, Tarasoff Davası ile ortaya konmuş ve bu davada yardım mesleklerinin etik kodlarını biçimlendire

Psikolojik Danışma İlişkisinde Aydınlatılmış Onam

Resim
Kim bir hastanede muayene sırası almadan önce ya da bir ameliyat öncesinde, "Şurayı imzalayın" diye eline verilen bir formu aceleyle imzalamamıştır ki? Ya da bir hizmet alırken sözleşmeye imza atma aşamasında, kaç kişi ayrıntılı bir okuma yapıp neyi kabul ettiğinin farkına varabilmiştir? Aslında günlük hayatta pek çok yerde aydınlatılmış onam (ya da bilgilendirilmiş rıza) vermekteyiz, ancak çoğumuza ne bilgilendirme yapılmakta, ne de etik biçimde onayımız alınmaktadır. Ülkemizde aydınlatılmış onam alma konusu, ne yazık ki pek çok sektörde formaliteye dönüşmüş durumdadır. Daha çok hizmeti alanlara karşı hizmet verenlerin bir tür kendini güvenceye alma çabası olarak görünmektedir. Oysa, aydınlatılmış onam almanın çıkış noktası, hizmeti alanın özerkliğidir. Amaç, herhangi bir hizmetin alıcılarını hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve belirtilen koşullarda hizmeti almayı kendi özgür iradeleriyle kabul ettiklerini belgelemektir. Bir hizmetin alıcısından aydınlat

Psikolojik Danışma İlişkisinde Güç Farklılığı

Resim
Yıllar önce kulak misafiri olduğum bir sohbette bir öğretim elemanının, haftasonu evini taşımada öğrencilerinden yardım aldığını hayretle dinlemiştim! On tane öğrenciyle kolayca, maliyetsiz biçimde bu sorununu çözdüğünü anlatıyordu arkadaşına. "Ben isteyince onlar da kabul etti, tabii" demişti. "Kendilerine not verme gibi güçlü bir pozisyonu olan hocalarını reddetme şansları var mıydı ki?" diye geçirmiştim içimden... Güç farklılığı (power differential) kavramı, genellikle sınırlar ve çift yönlü ilişkiler konusunda gündeme gelmektedir. Taraflar arasında bir hiyerarşinin söz konusu olduğu, ya da bir tarafın daha güçlü olduğu ilişkilerde bu kavram akla gelmektedir. Yukarıda anlattığım olayın tarafları arasında bir psikolojik danışman ya da psikolojik danışman eğitimcisi bulunmasa da, olay ilişkilerde güç farklılığı kavramını çok güzel açıklayan bir örnektir. Her ne kadar psikolojik danışma ilişkisinin tarafların eşitliğini içeren türde bir ilişki olduğu düşün

"Kaygan Zemin" Görüşü Nedir?

Resim
Blog içeriğinde bazı konuları açıklarken, zaman zaman "kaygan zemin" görüşüne değinmekteyim. Bu kavramı derslerimde de sıklıkla kullanıyorum. Hakkında daha önceden bilgi sahibi olma fırsatı bulamamış olanlar için, kaygan zemin görüşünü biraz açıklamak istiyorum. Bu kavramın anlaşılması, özellikle sınırlar ve çift yönlü ilişkiler konusundaki başka önemli kavramların anlaşılmasına da yardımcı olacaktır. Kaygan zemin görüşü, modernizm-postmodernizm kavramları çerçevesinde ele alındığından, bu iki kavrama da değinmek istiyorum.  Öncelikle kaygan zemin görüşü, geleneksel ve modernist bir bakış açısıdır. Danışma ilişkisinde ya da danışanla danışman arasında var olduğu kabul edilen sınırlar konusuyla ilgilidir. Bu katı görüş, her türlü sınır aşımının, kaçınılmaz biçimde sınır ihlaline dönüşeceğini savunmaktadır.  Burada, sınır aşımı ve sınır ihlali kavramlarına da açıklık getirmek gerekmektedir.  Sınır aşımı, bilindik ve kabul gören psikolojik danışma uygulamalarını

Meslek Etiğine Uygun Kendini Açma

Resim
Geleneksel psikodinamik yaklaşımların ve modernist kaygan zeminci görüşlerin aksine, psikolojik danışman eğitiminde benimsenen hümanist yaklaşımın etkisiyle, kendini açmanın sıklıkla bir danışma becerisi olarak öğretildiğini görmekteyiz. Oysa, etik açıdan bakıldığında, kendini açmanın aslında ne kadar özenli yapılması gerektiğini anlıyoruz.   Kendini açma konusu, psikolojik danışman ve danışan arasındaki sınırlar konusuyla ilgilidir. Ayrıca, danışma esnasında dile gelen bu tür sözlü kendini açmalar, kasıtlı türden kendini açma olduğundan, önceden tasarlanması ve etik açıdan uygunluğunun değerlendirilmesi mümkün olabilmektedir.  Etik açıdan uygun kendini açmada temel prensip, danışanı yük altında bırakacak, onu sıkıntıya sokacak türde ve gereğinden fazla bilgi verdiğimiz kendini açma yapmamak olmalıdır. Danışana zarar veren ya da istismar edici türdeki kendini açma etik değildir. Psikolojik danışman, sadece danışan yararını gözeterek ve danışma hedeflerine hizmet eden t