"Kaygan Zemin" Görüşü Nedir?


Blog içeriğinde bazı konuları açıklarken, zaman zaman "kaygan zemin" görüşüne değinmekteyim. Bu kavramı derslerimde de sıklıkla kullanıyorum. Hakkında daha önceden bilgi sahibi olma fırsatı bulamamış olanlar için, kaygan zemin görüşünü biraz açıklamak istiyorum. Bu kavramın anlaşılması, özellikle sınırlar ve çift yönlü ilişkiler konusundaki başka önemli kavramların anlaşılmasına da yardımcı olacaktır. Kaygan zemin görüşü, modernizm-postmodernizm kavramları çerçevesinde ele alındığından, bu iki kavrama da değinmek istiyorum. 

Öncelikle kaygan zemin görüşü, geleneksel ve modernist bir bakış açısıdır. Danışma ilişkisinde ya da danışanla danışman arasında var olduğu kabul edilen sınırlar konusuyla ilgilidir. Bu katı görüş, her türlü sınır aşımının, kaçınılmaz biçimde sınır ihlaline dönüşeceğini savunmaktadır. 

Burada, sınır aşımı ve sınır ihlali kavramlarına da açıklık getirmek gerekmektedir. 

Sınır aşımı, bilindik ve kabul gören psikolojik danışma uygulamalarının dışında kalan, ancak etkili danışma planlarına dahil edilebilecek türde uygulamalardır. Danışana zarar verici ve istismar edici olmayan, aksine danışan yararı gözetilerek yapılan, genel uygulamalar dışında kalan, ancak etik olan bir takım uygulamalara verilen addır. Örneğin, girişkenlik eğitimi verilen danışanın katettiği aşamanın görülmesi ya da danışanın desteklenmesi amacıyla kantinde birlikte oturmak buna örnek olabilir. Sınır ihlali ise, danışanı istismar edici ve ona zarar veren türden sınırların dışına çıkma olduğundan, etik değildir. 

"Kaygan zeminciler", danışan için potansiyel yarar ölçütünü dikkate almazlar ve her türlü sınır aşımını etik dışı kabul ederler. Bu tavırlarıyla da modernisttirler. 

Burada modernizm-postmdernizm kavramlarına da değinmekte yarar vardır. Modernistler kültürel görecelilik gibi etkenleri hesaba katmazlar, herzaman nesnellik ve evrenselliği savunurlar, duyguların rolünü teslim etmezler. Post-modern yaklaşımsa, bireysel ve kültürel farkları dikkate alan, öznel deneyimleri, algıları, çevresel etkenleri dikkate alan daha esnek bir yaklaşımdır. 

Meslek etiğinde kimi zaman yapılan bazı "açılımlar" ve yenilikler, esasında kültüre-duyarlı post-modern yaklaşımların bir sonucudur.

Psikolojik danışma alanında post-modernizm konusunu daha iyi anlayabilmek için, yıllar önce konu ülkemizde de psikolojik danışma alanının gündemine girmeye başladığında yazdığım makaleye bakılabilir:

http://www.turkpdrdergisi.com/index.php/pdr/article/view/317


Rahşan Çetinkaya





Photo Credit: Sylvia Forysinska from Unsplash 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Danışanlardan Hediye Kabul Etme

Meslek Etiğinde Çift Yönlü İlişkiler