Kayıtlar

Temmuz, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

"Kaygan Zemin" Görüşü Nedir?

Resim
Blog içeriğinde bazı konuları açıklarken, zaman zaman "kaygan zemin" görüşüne değinmekteyim. Bu kavramı derslerimde de sıklıkla kullanıyorum. Hakkında daha önceden bilgi sahibi olma fırsatı bulamamış olanlar için, kaygan zemin görüşünü biraz açıklamak istiyorum. Bu kavramın anlaşılması, özellikle sınırlar ve çift yönlü ilişkiler konusundaki başka önemli kavramların anlaşılmasına da yardımcı olacaktır. Kaygan zemin görüşü, modernizm-postmodernizm kavramları çerçevesinde ele alındığından, bu iki kavrama da değinmek istiyorum.  Öncelikle kaygan zemin görüşü, geleneksel ve modernist bir bakış açısıdır. Danışma ilişkisinde ya da danışanla danışman arasında var olduğu kabul edilen sınırlar konusuyla ilgilidir. Bu katı görüş, her türlü sınır aşımının, kaçınılmaz biçimde sınır ihlaline dönüşeceğini savunmaktadır.  Burada, sınır aşımı ve sınır ihlali kavramlarına da açıklık getirmek gerekmektedir.  Sınır aşımı, bilindik ve kabul gören psikolojik danışma uygulamalarını

Meslek Etiğine Uygun Kendini Açma

Resim
Geleneksel psikodinamik yaklaşımların ve modernist kaygan zeminci görüşlerin aksine, psikolojik danışman eğitiminde benimsenen hümanist yaklaşımın etkisiyle, kendini açmanın sıklıkla bir danışma becerisi olarak öğretildiğini görmekteyiz. Oysa, etik açıdan bakıldığında, kendini açmanın aslında ne kadar özenli yapılması gerektiğini anlıyoruz.   Kendini açma konusu, psikolojik danışman ve danışan arasındaki sınırlar konusuyla ilgilidir. Ayrıca, danışma esnasında dile gelen bu tür sözlü kendini açmalar, kasıtlı türden kendini açma olduğundan, önceden tasarlanması ve etik açıdan uygunluğunun değerlendirilmesi mümkün olabilmektedir.  Etik açıdan uygun kendini açmada temel prensip, danışanı yük altında bırakacak, onu sıkıntıya sokacak türde ve gereğinden fazla bilgi verdiğimiz kendini açma yapmamak olmalıdır. Danışana zarar veren ya da istismar edici türdeki kendini açma etik değildir. Psikolojik danışman, sadece danışan yararını gözeterek ve danışma hedeflerine hizmet eden t

Psikolojik Danışman Adayları ve Meslek Etiği: Boş Beyaz Sayfalar mı?

Resim
Psikolojik danışman adaylarına daha çok lisans eğitimlerinin son yılında vermekte olduğumuz Meslek Etiği ve Yasal Konular dersinde zaman zaman düşülen bir yanılgı, onların meslek etiği konusunda hiçbir altyapılarının olmadığı düşüncesidir.  Başka bir blog gönderisinde ele aldığım üzere, Pozitif Etik ya da Kültürleştirme Modeli, zaten bu görüşe karşı çıkmaktadır.  Bu fikirle yola çıktığım bir araştırmam da, Pozitif Etik yaklaşımını doğrular nitelikte sonuçlar vermiştir. Söz konusu araştırmanın örneklemini, Meslek Etiği ve Yasal Konular dersini henüz almamış 70 kişilik bir PDR 4. sınıf öğrencisi grubu oluşturmaktaydı. Etik otobiyografi yazımı sayesinde toplanan nitel veriler, aslında PDR öğrencilerinin gerek lisans eğitimleri esnasında, gerekse daha önceki yıllarda meslek etiğine ilişkin pek çok öğrenme, deneyim, gözlem ve değerlendirme yoluyla bir altyapı oluşturduklarını göstermiştir. Bu altyapıya en fazla lisans eğitiminde alınan derslerin katkıda bulunduğu görülmüştür. Diğer

Danışanlardan Hediye Kabul Etme

Resim
Danışanlardan hediye kabul etme konusu, psikolojik danışma ilişkisinde sınırlar konusunu ilgilendirmektedir. Günümüzde pek çok psikolojik danışman, danışanlardan gelen maddi değeri düşük, ufak hediyeleri kabul etmekte sakınca görmemektedirler. Geçmişte, geleneksel kaygan zemin görüşünü savunan psikolojik danışman eğitimcileri, her türlü sınır aşımına karşı olduklarından, elbette danışanlardan hiçbir hediye kabul edilmemesi gerektiğini düşünmekteydiler.   Yıllar önce okulda çalıştığım dönem, öğrencilerden gelen ufak hediyeleri -eskiden bize öğretildiği üzere- reddettiğimi bugün üzülerek hatırlıyorum! Güncel yaklaşım, daha post-modern bir anlayışla, farklı kültürlerde hediye vermenin bir minnet işareti olduğunu ve etik açıdan kabulünde sıkıntı bulunmayan hediyeleri kabul etmenin etik olduğunu belirtmektedir. Bu kabulü uygun olan türdeki hediyeleri kabul ederek değil, etmeyerek danışanların zarar görebileceği de eklenmektedir. Tıpkı benim yaşadığım örneklerdeki gibi, bizim kültü

Meslek Etiğinde Çift Yönlü İlişkiler

Resim
Meslek etiğinde çift yönlü ilişkiler konusu, danışanla danışman arasındaki profesyonel psikolojik danışma ilişkisi dışında kalan ilişkilerle ilgilidir. Etik kodlar, psikolojik danışmanların aile üyelerine ya da arkadaşlarına danışma yapmalarını net biçimde yasaklamaktadır. Geçmişte duygusal/ cinsel ilişkide bulunulan kişiler danışan olarak kabul edilmediği gibi, mevcut danışanlarla bu türden ilişki ve etkileşimlerde bulunmak da yasaktır.  Geleneksel “kaygan zemin” görüşüne göre, her türden çift yönlü ilişki etik dışı kabul edilmekteydi. Bu katı ve modernist geleneksel görüşe göre, her türlü sınır aşımı, sınır ihlallerine dönüşme potansiyelini barındırmaktaydı. Ancak, güncel yaklaşıma göre bu yasaklanmış olan türde ilişkilerin dışındaki bazı profesyonel olmayan ilişkiler etik kabul edilebilmektedir. Danışan için “potansiyel yarar” barındırabilecek, ancak profesyonel psikolojik danışma ilişkisinin de dışında kalan kimi ilişki ve etkileşimler, danışan onamıyla etik kabul ed